Gelin size bir hikaye anlatayım. Çocuktum, feci kar yağmış ve bütün yollar tıkanmış, dışarıda çıt çıkmıyordu. Bizim evin önü bayırdı, yani yokuş. Bütün evlerde ki çocuklar ve gençler çuvalları, naylon poşetleri hatta ve hatta metal yuvarlak tepsileri (ki bunlar daha hızlıydı) alıp bayırın en tepesine çıkar büyük bir eğlence ve…
Yazıların kategorisi: “Yazılar”
Bir sarayın manzarasında, saraylara layık bir lezzet elimde. Hadi canım bildiğin simit o, ne alaka saraylara layık lezzet mi diyorsunuz. Hadi kap bir çay da anlatayım. Öncelikle simit değil o, halka-i simit aslı. Osmanlı devrinde (1500’lü yıllar) saraydaki un depoları simithane, padişah fırını ise simit fırını olarak anılmaktaydı. Üsküdar Şeriye Sicilinde…
Elinde ki kalemi parmakları arasında sımsıkı tutarken aklından sürekli bu cümleyi tekrar ettiğini anlamak için gözlerine bakmak yeterliydi. Peki, ama nasıl? Yazdıkları milyonlarca insan tarafından okunan usta yazarların dahi korktuğu, çaba harcadığı ve hatta çoğu zaman kendi deyimleriyle başaramadığı bir konu bir şeyler yazmak.