İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Afife teyze ve kitapları

Geçtiğimiz günlerde karşıma çıkan bir sitede gördüğüm daha sonra izlediğim ve hayran kaldığım Afife teyzenin hikayesini paylaşmak isterim.

Şehir hayatından sıkılarak 15 yıl önce köyüne göç eden 62 yaşındaki Afife Küçükbenli, hem doğayla baş başa yaşam sürüyor hem de kitap okuma alışkanlığını sürdürüyor.

Kayseri Yahyalı’ya bağlı kırsal mahallelerden Seki Dağı’nda yaşayan Afife Küçükbenli, çocukluğunda köy ve ev işlerinde annesine yardım etmesi gerektiği için ilkokuldan sonra eğitimine devam edemedi.

Küçükbenli, çocukluğundan beri içinde olan kitap okuma sevgisini ilk zamanlar kardeşlerinin ders kitaplarını okuyarak dindirdi. Köyde okuyacak kitap bulmakta zorlanan Küçükbenli, astsubay Ahmet Küçükbenli ile evlenip şehre taşınınca çok sevdiği kitaplara daha kolay ulaşma imkanı sağladı.

Okuma serüvenine çocuk hikayeleriyle başladı

Çocuklarının okula başlaması ve üniversiteye gitmesiyle ufkunu genişletti. İlk olarak Türk edebiyatının önemli eserlerini okumaya başladı. Çocuk hikayeleriyle başladığı okuma serüvenine, Türk edebiyatı klasiklerinin yanı sıra Rus, Alman ve Fransız edebiyatı olmak üzere birçok yabancı baş yapıtı sığdırdı.

Şehir hayatının stresinden bunalan ve çocukları üniversite için evden ayrıldıktan sonra emekli olan eşiyle birlikte memleketlerine yerleşme kararı alan Küçükbenli, 15 yıl önce 3 keçi ve 10 koyun alarak kendisine köyünde yeni bir hayat kurdu.

Küçükbaş sürüsünün yanı sıra inek, tavuk, ördek, kedi ve köpek gibi hayvanlar besleyen, arı yetiştiren Küçükbenli, bir taraftan köy işleriyle ilgilenirken bir taraftan kendisine yeni dünyaların kapılarını açan kitaplarına daha fazla zaman ayırabiliyor.

“Kitap benim dünyaya, doğaya, insanlara bakış açımı değiştirdi”

Çocukluğundan beri içinde olan ve ilerlemiş yaşına rağmen sürdürdüğü kitap sevgisini anlatan Afife Küçükbenli, kitapların kendisi için hem çok iyi bir arkadaş hem de çok iyi bir rehber olduğunu belirtti.

Kitapların, insanın kendini geliştirmesinin ve dünyaya bakış açısını değiştirmesinin en kolay yolu olduğunu söyleyen Küçükbenli, şöyle konuştu:

“Mesela ben Sabahattin Ali’yi çok sevdim. Sadece 2 kitabını okuyabildim. Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna. Bu kitaplar benim dünyaya bakış açımı değiştirdi. İnsanlara ön yargıyla yaklaşmaktan vazgeçtim. Kitap benim dünyaya, doğaya, insanlara ve hatta kendime bakış açımı değiştirdi. Eşimin, çocuklarımın ve etrafımdaki insanların psikolojik durumlarını anlamama yardımcı oldu. Komşularımla iyi geçinmeyi, kendimle barışık olmayı ben kitaplardan öğrendim. Kitabın bana çok şey kattığını düşünüyorum.” 

Kitap hakkında konuşmak için çocuklarını arıyor

Küçükbenli, okuduğu kitaplarla ilgili konuşacak birilerinin olmasını çok istediğini vurguladı.

“Okuduğum kitap hakkında daha önce o kitabı okumuş bir arkadaşım olmasını çok istiyorum. İnsanlar o kadar az kitap okuyor ki bunu yapmak pek mümkün değil. Ben de bir kitabı bitirince kitap hakkında konuşmak için çocuklarımı arıyorum. Nasıl ki sevdiğin bir şeyi başkasıyla paylaşmak istiyorsan, okuduğun kitabı da birilerine anlatmak istiyorsun. Jack London’ın bir kitabını okudum. Sıfırdan kendini geliştiren birini anlatıyordu. Çok etkilendim o kitaptan.”

Köy hayatından mutlu olduğunu, şehir hayatından çok sıkıldığını anlatan Küçükbenli, köyde kitap okumaya daha çok vakit ayırabildiğini söyledi.

Kitap okumak onun yaşam tarzı

Küçükbenli, hayatta üç hedefi olduğunu ve bu hedeflerini gerçekleştirmek için yaşadığını şöyle anlattı:

“Ben okuyamadığım için bütün çocuklarımı okutmak, iyi bir eğitim almalarını ve iyi bir insan olmalarını sağlamak istiyordum. Çocuklarım ikisi mühendis, büyük bir firmada iyi bir konumda çalışıyor. Kızım da İtalya’da bir üniversitede öğretim görevlisi. İkinci hedefim ise bir şeyler üretmekti. Bunu da köye gelerek gerçekleştirmiş oldum. Üçüncü hedefim ise görebildiğim kadar aklımın erdiği kadar okumak istiyorum. Kitap okumak benim yaşam tarzım.”

Çevresindeki insanların doğum gününde kitap hediye ediyor

Çocuklara kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında ailenin büyük etkisi olduğunu söyleyen Küçükbenli, “Biz kitap okumayan bir milletiz. Kitap okumayı millet olarak bir alışkanlık edinmeliyiz. Önce kendimiz okumalı sonra da çocuklarımızın okumasını sağlamalıyız. Mesela evde belirli bir saatin kitap okuma saati olması gerekiyor” dedi.

Afife Küçükbenli, evlerine gelenlerin de kitap okuyabilmesi için evin birçok yerine kitaplar koyduğunu, çevresindeki insanların doğum günlerinde onlara kitap hediye ettiğini de belirtti.

Kaynak: TRTHaber

İlk yorum yapan siz olun

Düşüncelerin benim için önemli...

Mustafa Kurt sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et